İlaç alerjisi vücudumuzun kullandığımız ilaca veya içerinde yer alan diğer ek maddelere koruyucular,tatlandırıcılar, renklendiriciler gibi vermiş olduğu anormal yanıttır. 4 farklı mekanizma ile ilaç alerjisi gelişebilir. İlaç sonrası gelişecek bulgular bu mekanizmalara göre değişir. Her birinin hafif ve ağır formları bulunmaktadır. Yaşamı tehdit edici boyutta olabileceği gibi çok hafif bulgulara da neden olabilir.
Kullanılan tüm ilaçlar alerjik reaksiyona neden olabilir. En sık alerjiye neden olan ilaçlar penisilin grubu antibiyotikler ve ağrı kesici ilaçlardır.
Ancak ilaç kullandıktan sonra gelişen her reaksiyon alerji değildir. Bu nedenle aslında İlaç alerjisi sanıldığı kadar sık karşılaşılan bir durum değildir. Uygun testler ve değerlendirmeler yapılmadan konulan ilaç alerjisi tanıları hastaların geçireceği hastalıklarda tedavi kısıtlılıklarına ve karmaşaya neden olmaktadır. Bu konuda en sık konulan yanlış tanılardan biri penisilin alerjisidir. Özellikle çocuklarda viral enfeksiyonlar sırasında zaten görülmesi normal olan deri döküntüleri eğer eş zamanlı antibiyotik kullanılmışsa bu ilaca bağlanmaktadır. Ve daha o yaştan ilaç alerjisi etiketi özellikle de penisilin alerjisi tanısı verilmektedir. Bu nedenle ilaç alerjisi olduğu söylenen kişilerin mutlaka alerji uzmanlarınca değerlendirilmesi gerekir.
Peki ne gibi bulgular gelişebilir?
En sık gördüğümüz cilt tutulumudur. Yani ilacı aldıktan sonra deride kaşıntılı kızarık ve kabarık döküntüler gelişir. Bazen anjioödem dediğimiz dilde gözde dudaklarda şişlik olabilir. Bunun dışında kusma, ishal, tansiyon düşüklüğü, bayılma, bilinç kaybı gibi alerjik şok bulguları gelişebilir. Geç tip ilaç alerjilerinde ise daha çok tutulan organın fonksiyonunun bozulmasına bağlı bulgular olur. Ciltte kızarıklık olabileceği gibi lenf bezlerinde şişlik, karaciğerde büyüme, fonksiyon bozuklukları, böbrek fonksiyonlarında bozulma olabilir.
Tanı
Detaylı öykü bizim için oldukça önemli. Özellikle reaksiyonun üzerinden uzun zaman geçmişse aileler bazı bulguları ve ortaya çıkış zamanlarını unutabiliyor veya yanlış hatırlayabiliyor. Bu nedenle bu hastalara ait tıbbi kayıtlarda oldukça önemli bir yer tutuyor bizim için. Ancak ne yazık ki bu kayıtlara ulaşmak da her zaman bizim için mümkün olmuyor.
Öyküden edindiğimiz bilgilerle, hastaya ilaçlarla yapılan deri ve kan testlerini planlıyoruz. Her ilaca göre ve hastanın yaşadığı reaksiyonun ağırlığına göre bu testler farklılık göstermektedir. Geçirilen reaksiyondan en az 4 hafta sonra testler uygulanmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki; negatif test ilacın gelecekte sorunsuz kullanılabileceği anlamına gelmediği gibi, pozitif test de ömür boyu sürecek bir aşırı duyarlılığı göstermez.
İlaç alerjilerinde şüpheli ilacın belirlenmesinin yanında bir diğer önemli nokta da hastaya kullanabileceği alternatif güvenli ilaçları sunmaktır. Bunun dışında alerjisi olduğu ilacı mutlaka kullanması gereken hastalarda da vücudu duyarsızlaştırma dediğimiz desensitizasyon yapılabilmektedir.
Leave a comment